Son dönemde artan kadın cinayetleri ve aile içi şiddet haberleri toplumun her kesiminde endişe yaratmaya devam ediyor. Ancak bunların yanında yaşanan pek çok olay, medyanın gündemine gelmeden sessizce geçiyor. Geçtiğimiz hafta bir apartman dairesinde yaşanan olay, birlikte yaşayan bir çiftin karanlık yüzünü ortaya çıkardı. Olayın detayları ise her kesimden insanı şaşkına çeviriyor.
Olay, geçen Cuma akşamı İstanbul'un bir semtinde meydana geldi. 32 yaşındaki E.M., 28 yaşındaki sevgilisi Z.K. ile birlikte yaşadığı evde bir araya geldi. Önceleri her şey normal gibi ilerlerken, saatler ilerledikçe durum dramatik bir hal aldı. Tanıkların ifadelerine göre; çift arkadaşlarıyla birlikte yemek yedi ve eğlendi. Ancak gecenin ilerleyen saatlerinde, üzerine alkol alan E.M. bir anda değişmeye başladı. Tartışmalar baş gösterdi ve bu durumda E.M.'nin agresif tavırları ön plana çıkmaya başladı.
Son derece keyifli geçen akşam aniden kabusa dönünce, Z.K. ne yapacağını bilemedi. E.M.’nin başka bir kadından aldığı mesajlar, kıskançlık krizlerini tetikledi. Z.K., E.M.'nin tavırlarına dikkat ederek onun sakinleşmesini ummaya çalıştı. Ancak E.M. kontrolünü kaybedince, evde bulunan eşyalar fırlatılmaya başlandı. Z.K., bu durumu engellemeye çalıştı, ama E.M. onu hiçe sayarak şiddet dolu davranışlarına devam etti.
Olayın dehşeti sırasında Z.K., E.M. karşısında çaresiz kaldı. İkisi arasındaki fiziksel çekişme sırasında Z.K., bir yere sıkıştı. E.M.'nin aşırı agresif tutumu karşısında Z.K. korkuya kapıldı. Z.K., bu sırada arkadaşlarından yardım istemek amacıyla telefonunu almak istedi. Ancak E.M., onun elini kolunu tutarak telefonuna ulaşmasına izin vermedi. Z.K. o an hayatının en korkunç anlarını yaşadığını fark etti.
Komşuların yüksek sesten etkilendiğini ve durumu polise bildirdiğini öğrenince Z.K. bir umuda kapıldı. Ancak E.M. Z.K.'yi korku dolu bir şekilde tehdit etmeye devam etti. Olayla ilgili komşulardan biri, yaşananların sesiyle birlikte "Durun! Yeter artık!" diyerek müdahale etti. Bu ses, E.M.'nin bir anlığına duraksamasına sebep oldu. Z.K. bu fırsatı değerlendirip kapıyı açarak dışarı kaçmayı başardı. Bu, onun için ölümden döndüğü bir an oldu.
Panik içinde sokağa fırlayan Z.K. hemen komşularından yardım istedi. Olay yerine gelen polis ekipleri, durumu kontrol altına almak için hemen E.M.’yi gözaltına aldı. E.M., ifadesinde her şeyi alkolün etkisine bağladı ve böyle bir duruma düşmek istemediğini savundu. Z.K., bu olay sonrasında olay yerine gelen sağlık ekipleriyle olayın şokunu atlatmaya çalıştı.
Yaşanan bu olay, bir kez daha toplumda aile içi şiddetin ve kadınlara yönelik tehditlerin boyutunu gözler önüne serdi. Kadınların yalnızca fiziksel değil, duygusal olarak da zor durumda kalabildiği bu tür mücadelenin önemi bir kez daha anlaşıldı. Olayın ardından Z.K., psikolojik destek almak için bir uzmana başvurdu ve güvenli bir ortamda korunmasını sağlamak adına farklı bir yere yerleşmeyi planlıyor.
Türkiye’de ve dünyada giderek artan bu tür vakalar, toplum olarak cinsiyet eşitliği konusundaki mücadelemizi daha da güçlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Yaşanan bu tür olaylar, aile içi şiddeti önlemek adına daha fazla eğitim, farkındalık ve destek mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini bir kez daha şiddetle hatırlatıyor. Umut ediyoruz ki, bir daha böyle korkunç olaylarla karşılaşmayız ve tüm kadınlar kendilerini güvende hissedebileceği bir dünya ile buluşurlar.
Sonuç itibarıyla, sevgi ve güvenin hakim olduğu bir ilişki, her birey için son derece önemlidir. Unutulmamalıdır ki her türlü şiddet, kabul edilemez ve hiçbir nedenle meşru olamaz. Bu tür olayları önlemek için toplum olarak birleşmeli, duyarlı olmalı ve sesimizi yükseltmeliyiz.