Türkiye, son yıllarda birbirinden farklı depremlerin etkileriyle sarsıldığı için bu doğal afetlerin ruhsal sağlığımız üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazanmaya başladı. Hem bireylerin hem de toplumların ruhsal dayanıklılığını arttırmak için günümüzde birçok uzman, depremin psikolojik etkileri üzerine kapsamlı araştırmalar yapmaktadır. Uzman Klinik Psikolog Dr. Ayşe Taner, depremler sonrası ruh sağlığının korunması için gözlemlerine dayanarak, faydalı olabilecek 7 öneride bulundu. Bu önerilerin, deprem sonrası stres, kaygı, travma ve diğer psikolojik sorunlarla başa çıkmada önemli faydalar sağlayabileceği düşünülüyor.
Deprem sonrası birçok kişi yoğun duygusal gerginlik hissedebilir. Korku, kaygı, yas, öfke ve çaresizlik gibi duygular normaldir. Dr. Taner, bu duyguları tanımanın ve onların ifade edilmesinin önemine dikkat çekiyor. Meditasyon, günlük tutmak veya bir arkadaş ile konuşmak gibi yollar, duygusal rahatlama sağlayabilir. Hislerinizi anlatmak, yalnız olmadığınızı anlamanıza yardım eder.
Sağlıklı bir sosyal destek ağı, travma sonrası iyileşme sürecinde kritik bir rol oynar. Arkadaşlar, aile üyeleri veya destek grupları ile iletişimde olmak, kişinin kendisini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir. Uzman, yalnız kalmanın bu süreçte kaçınılması gereken bir durum olduğunu vurguluyor. Sosyal varlıklar olarak insan, insanlarla birlikte daha güçlüdür.
Ruhsal sorunlar sürekli bir hal alıyorsa, profesyonel yardım almak önemli olabilir. Dr. Taner, psikoterapi veya danışmanlık gibi seçeneklerin, kişinin duygusal yüklerini hafifletmesi ve baş etme stratejilerini geliştirmesi konusunda oldukça etkili olduğunu belirtiyor. Profesyonel destek, bireyin yaşadığı travmayı anlamasına ve onu sağlıklı bir şekilde işlemesine olanak tanır.
Egzersiz, ruhsal sağlığı iyileştirmek üzerine yapılan birçok araştırmada önemli bir yer tutmaktadır. Aktif bir yaşam tarzı, endorfin salgınını artırarak doğal bir stres azaltıcı etkisi sağlar. Dr. Taner, yürüyüş, yoga veya herhangi bir spor dalıyla uğraşmanın, ruhsal iyilik hali üzerinde olumlu etkiler yarattığını belirtiyor. Ayrıca, fiziksel aktivite stres seviyelerini azaltır ve uyku kalitesini artırır.
Ruh sağlığı üzerinde beslenmenin etkisi yadsınamaz. Sağlıklı bir diyet, bedenin fiziksel olduğu kadar zihinsel sağlığına da katkıda bulunur. Dr. Taner, işlenmiş gıdaların ve aşırı şekerin ruh halini olumsuz yönde etkileyebileceği konusunda uyarıyor. Bol sebze, meyve, tam tahıllar ve protein içeren bir beslenme düzeninin ruh sağlığını desteklediğini vurguluyor.
Deprem gibi felaketler sonrasında hayatın düzeninin bozulması oldukça yaygındır. Ancak, günlük rutinlerinizi olabildiğince korumaya çalışmak, zihinsel sağlığınızı desteklemek adına önemlidir. Her gün belirli saatlerde uyumak, yemek yemek ve faaliyetlerde bulunmak, bir denge duygusu oluşturur. Bu durum, kaygıyı azaltmayı ve güvenli bir alan yaratmayı sağlar.
Dr. Taner, meditasyon ve mindfulness gibi uygulamaların stres ve kaygıyı yönetmenin etkili yolları olduğuna değiniyor. Bu tür etkinlikler, zihninizi sakinleştirmenize ve olumsuz düşüncelerden uzak durmanıza yardımcı olabilir. Günlük kısa meditasyon seansları için ayıracağınız birkaç dakikayla, ruhsal sağlığınızı desteklemenin yanı sıra farkındalık geliştirebilirsiniz.
Sonuç olarak, depremler sadece fiziksel etkileri değil; aynı zamanda ruhsal etkileri ile de bireylerin hayatlarını derinden etkileyen olaylardır. Bu süreçte, karşılaştığımız zorlukların üstesinden gelmenin yolu güçlü bir ruhsal dayanıklılık geliştirmekten geçer. Dr. Ayşe Taner’in önerileri, bu dönemde ruh sağlığımızı korumak ve iyileştirmek adına önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Unutmayın, kendinize zaman tanıyın ve sürecin doğal akışına uyum sağlamaya çalışın. Sağlıklı bir zihin, sağlıklı bir yaşamın başlangıcıdır.